The Platform Filminde Ne Anlatılıyor
The Platform filmi Netflix’in son zamanlarda en çok konuşulan filmlerinden biri. Özellikle corona virüsü ile mücadele ettiğimiz bu dönemlerde insanların hunharca yiyecek depolaması üzerine bu film çok konuşuldu. Bu yazıda öncelikle film hakkında genel bir değerlendirme okuyacaksınız. Ardından filmi daha detaylı olarak ele alacağım.
The Platform filminde dikey bir hapishane sistemi karşımıza çıkıyor. Her katta bir oda var ve her odada iki kişi kalıyor. Odaların ortasında büyük bir boşluk var. Bu boşluktan yemek dolu bir platform geçiyor. En üst kattan başlayan yemek dolu platform, her katta kısa bir süre duruyor ve en alta kadar iniyor. Platformdaki her yemek özenle hazırlansa da alt katlara inene kadar, sadece üst kattakilerin artıkları kalıyor.
Film şöyle bir cümle ile başlıyor;
“Üç tür insan vardır. Yukarıdakiler, aşağıdakiler ve düşenler.”
Başrol karakteri Goreng, El Hoyo’ya diploma almak amacıyla geliyor. Bazıları ise hapis cezalarından kurtulmak ya da cezalarının hafifletilmesi amacıyla geliyor. Tabii ki içeriye girene kadar kimse gerçek işleyişin ne olduğunu bilmiyor. Başvurular sırasında herkese en sevdiği yemek soruluyor. Ve yanlarına sadece bir tane eşya alma haklarının olduğu söyleniyor.
El Hoyo Nedir
Odalardaki boşluk bir delik olarak nitelendiriliyor ve filmde İspanyolca kelimelerden oluşan “El hoyo” yani delik tanımlaması yapılıyor. Bu sebeple filmdeki bu hapishane için El Hoyo şeklinde bir isim kullanılıyor. Buradaki işleyiş ile ilgili detaylı bilgiler olmasa da insanların buraya farklı beklentiler ile gönüllü olarak geldiğini biliyoruz.
Hiyerarşik Sistem
Filmde, katlar arasında bir hiyerarşi olduğunu görüyoruz. Yemek önceliği ve kat dizilimi bu hiyerarşiyi oluşturan temel etmenler. Eğer platform yukarıdan aşağıya değil de aşağıdan yukarıya gidiyor olsaydı en alt kat, en üstün statüye sahip olacaktı. Katların yukarıya doğru değil de yukarıdan aşağıya numaralandırılması da bunun bir sonucudur.
Platformdaki yiyecekler üst katlarda tüketildiği için bir süre sonra alt katlara yemek kalmıyor. Bu konuda The Platform bize şöyle bir mesaj veriyor;
“Herkes sadece ihtiyacı olanı yeseydi en alt katlara kadar inerdi.”
Biz bu sözü, El Hoyo’da 25 yıl çalışan ve sonunda gönüllü olarak kendini El Hoyo’ya mahkum eden İmoguiri’den duyuyoruz. İmoguiri, burada spontane dayanışma olacağına inanıyor. Her kattan insanların anlaşıp, sadece ihtiyacı kadar yiyeceklerini ve böylece kimsenin ölmeyeceğini düşünüyor. Tabii bu düzeni sağlamak o kadar kolay değil.
Uyarı: Yazının devamı spoiler içermektedir. Filmi izlemediyseniz okumanızı tavsiye etmiyorum.
The Platform El Hoyo Yönetimi
Filmde Miharu isimli bir kadın her gün platform ile tüm katları geziyor ve kızını bulmaya çalışıyor. Ancak filmin sonunda görüyoruz ki kızı gayet sağlıklı bir şekilde 333. katta yaşıyor. Buradan anlıyoruz ki Miharu kızını aramıyor, sadece kızına yemek taşıyordu. Bu hikayeden çıkarmamız gereken bir sonuç daha var;
25 yıl El Hoyo’ya hizmet eden İmoguiri, bu kadının çocuğu olmadığını, buraya yalnız geldiğini söylemişti. Ayrıca bu deliğe 16 yaşından küçük kimsenin alınmadığından bahsetmişti. Kat sayısının da 200 olduğunu sanıyordu. Demek ki yönetim, çalışanlarından birçok detayı gizliyor. Yönetimin, yapılan yemekleri kontrol ederkenki titizliği ve El Hoyo’daki insanların içler acısı hali arasındaki tutarsızlık da bize aynı sonucu veriyor.
The Platform filminin sonunda küçük kızın yukarıya bir mesaj olarak gönderildiğini görüyoruz. Filmin tam da bu noktada bitmiş olması bizi biraz rahatsız ediyor. Küçük kızın burada kalıyor olması, El Hoyo çalışanlarına gerçekleri göstermek açısından önemli. Çünkü, yöneticiler içeride çocukların olmadığını söylüyor ve çalışanlar, orada sadece gönüllü kişilerin bulunduğunu sanıyor.
666 Şeytan Sembolü
El Hoyo’da 333 kat bulunuyor ve her odada iki kişi kaldığı için toplam 666 kişiye tekabül ediyor. 666 sayısının şeytan gibi kötü varlıkları simgelediğini biliyoruz. Bunun bir tesadüf olmadığı, özellikle tasarlandığı düşünülüyor. Kırmızı ışıklı sahnelerin de bu düşüncemizi destekleyen bir detay olduğunu söyleyebiliriz. Filmin başrolü olarak karşımıza çıkan Goreng karakteri de Mesih’i sembolize ediyor gibi duruyor. Bunu, Goreng’in oda arkadaşının sözlerinden anlayabiliyoruz. Tabii bunları, bariz betimlemeler olarak değil, sadece derin mesajlar olarak düşünmeliyiz.
Kapitalizm Göndermesi
Kapitalizmin çarklarından birinde yer aldığınız zaman üstte ya da altta olmanız bir şeyi değiştirmiyor. Evet üsttekiler birçok ayrıcalığa sahip oluyor ama sonuçta bir çarkın dişlisi oldukları gerçeği değişmiyor. The Platform filmi, günümüz sistemine ağır eleştiriler yönelten bir yapıt diyebiliriz. Yönetime hizmet edenlerin, gerçeklerden habersizce bu çarkı döndürmeye devam etmeleri ve bunu büyük bir bağlılıkla yapmaları dikkat çekiyor.
Filmde çok az yer alsa da restoran işletmesinde bu sistemi daha bariz görebiliyoruz. Yönetici ve çalışanlar arasındaki kısa ve sessiz sahneler bize hapishanedeki olayların farklı bir versiyonunu gösteriyor. Filmin başlangıcındaki sözden de anlayabileceğimiz gibi üç tür insan görüyoruz. Delikte olması ya da olmaması önemli değil; yukarıdakiler ve aşağıdakiler var. Bir de düşenler…