BELGESEL

Seaspiracy Belgesel Analizi – Okyanuslardaki Katliam

Seaspiracy, Ali Tabrizi’nin yönetmenliğini yaptığı ve başrolünü oynadığı, balıkçılığın okyanus yaşamına verdiği zararı anlatan bir belgeseldir. Filmin yapımcılığını Cowspiracy ve What the Health’in yönetmeniliğini yapan Kip Anderson üstlenmiştir. Netflix’te bulabileceğiniz, zengin içeriğe sahip dopdolu bir belgesel olduğunu söyleyebiliriz.

Bu yazımızda belgeselin ortaya koyduğu gerçekleri ve bu süreçte yaşananları aktarmaya çalışacağız. Denizlerde yaşanan katliamı daha detaylı görmek için Seaspiracy Belgeselini izlemelisiniz.

Seaspiracy Belgeseline Konu Olan Gerçekler

Seaspiracy belgeselinde okyanuslarda yaşanan katliamlarla ilgili çarpıcı gerçekler yer alıyor. Yönetmen Ali Tabrizi, tüm riskleri göze alarak zorlu bir araştırma serüvenine çıkıyor. Günümüzde plastik pipet ve poşet kullanımının kara ve deniz yaşamını ciddi oranda etkilediği vurgulanıyor. Ancak plastik atık oranının %50’den fazlasının balıkçı malzemeleri olduğu konuşulmuyor.

Seaspiracy Belgesel konusu

Ali Tabrizi belgesel yapım sürecinde, önceleri plastik atıkların deniz canlılarına olumsuz etkisi üzerinde yoğunlaşırken bundan çok daha zararlı gerçeklere ulaşıyor.  Birçok yunus ve balinanın hedeflenmeyen av olarak öldürüldüğünü tespit ediyor.  Sadece 8 tane Ton Balığı yakalamak için 45 Yunus balığının katledildiğini biliyor musunuz? Ve bu ton balıklarını satan şirketlerin “Yunus Dostu Sertifikası” sahibi olduğunu…

Belgeselde okyanusların büyük çoğunluğunda ciddi bir köpek balığı katliamı olduğunu da görüyoruz. Ancak belgeselde anlatılanlar sadece okyanuslardaki katliam ile ilgili değil. Bazı gemilerde köle olarak kullanılan insanların acılarını da bize gösteriyor. Çok sayıda insan, balıkçı gemilerinde işkenceye maruz kalarak ücret almadan çalışıyor. Bazıları ise okyanusa atılarak ölüme terk ediliyor.

Seaspiracy: Risklerle Dolu Bir Belgesel Çekimi

Belgeselde anlatılanlar akıl alır gibi değil. Eğer her şey video ve fotoğraflar ile kanıtlanmasa bu kadar da olmaz diyebilirdik. Belgeseli izlerken bazı sahnelerde göz yaşlarınıza hakim olamıyorsunuz. Bu kadar balığın bir hiç uğruna katledilmesi gerçekten korkunç. Gözlemci olarak balıkçıların peşine düşen çok sayıda kişinin ortadan kaybolduğunu (öldürüldüğünü) bilen ve buna rağmen belgeseli tamamlayan Ali Tabrizi’ye büyük saygı duyuyorum.

Devletleri yöneten kişilerin de bu sistemin bir parçası olması gücümüzü kırıyor. Bu zorluklara rağmen Tabrizi’nin belgeseli detaylı kanıtlarla tamamlamış olması mucize gibi… Sözde okyanustaki canlıları koruyan kuruluşların röportajı reddetmeleri ve yasa dışı avcılığı destekleyen eylemleri karşımıza çıkıyor. Her şeyin sistemli bir katliamın parçası olduğunu görüyoruz.

“Okyanuslar Soluduğumuz Oksijenin %85’ini  Üretiyor”

Yunuslar ve balinalar yüzeye çıkıp nefes aldığında okyanustaki fitoplankton adlı minik bitkileri besler. Fitoplanktonlar her yıl Amazon yağmur ormanlarından dört kat fazla karbondioksit emer ve soluduğumuz oksijenin %85’ini üretirler. Bu hayvanları korumak, bütün gezegeni korumak demektir.

“Sadece Fransa’nın Atlas Okyanusu kıyılarında her yıl 10 bin Yunus Katlediliyor”

Yasa dışı avlanmaya karşı mücadele eden Sea Shepherd’in verilerine göre sadece Fransa’nın Atlas Okyanusu kıyılarında her yıl 10 bin yunus, hedeflenmeyen av olarak öldürülüyor. Etleri tüketilmeyen bu canlılar amaçsızca katlediliyor. Totelde baktığımızda ticari balıkçılar her yıl 300 binden fazla yunus ve balinayı hedeflenmeyen av olarak öldürüyor.

Peki Biz Ne Yapabiliriz?

Yapabileceğimiz tek şey deniz ürünlerini tüketmeyi bırakmak. Çünkü gizli güçler tarafından yönetilen bu sisteme karşı koymamız mümkün değil. Hayvanlar tüketildiği sürece katliam devam edecek. Günümüzde okyanuslardaki kirliliğe baktığımızda deniz ürünlerinden aldığımız toksik maddelerin oranı faydalı maddelerden çok daha fazla. Bu yüzden balık eti faydalı bahanesinin arkasına sığınmak yanlış olacaktır.

Aslında sadece deniz ürünleri değil karada yaşayan canlıların tüketilmesi de ayrı bir katliamı beraberinde getiriyor. Sanırım biz insanlar olarak bu dünyada, yok etmekten daha farklı eylemlere yönelmeliyiz.  Besin değerlerimize tabii ki önem verelim. Ama bunu bilinçli bir şekilde yapmalı ve gereksiz et tüketiminin önüne geçmeliyiz.

 

Diğer belgesel analizlerimize buradan ulaşabilirsiniz.

One thought on “Seaspiracy Belgesel Analizi – Okyanuslardaki Katliam

  • dogasever

    Önemli bir konuyu yazılarınıza eklediğiniz için teşekkürler 🙂

    Yanıtla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir